Rapor

Zakaria Rasuli: Aileden Kaçış, Pejak’ın Elinde Tutulma

Gençlerin Kawe Seqzi ve Pejak Tarafından Kandırılması

Zakaria Rasuli, 17 yaşındaki Serdüştlü genç, altı yıl önce Pejak tarafından kaçırıldı. Ailesi hâlâ onu arıyor ve deneyimlerinin acısı, bu silahlı grubun gençleri kandırma yöntemlerini açıkça ortaya koyuyor.

 

Gençlerin ve Gençlerin Silahlı ve Terörist Gruplara Katılması Fenomenı, insan güvenliği, sapma sosyolojisi ve insan hakları çalışmaları alanında en zorlu konulardan biridir. Serdüşt’ten gelen, eğitimi yarım kalmış bir genç olan Zakaria Rasuli’nin acı hikâyesi, bu acı gerçeğin belgelenmiş bir örneğidir ve insan hakları kuruluşları, medya ve politika yapıcıların daha fazla dikkatini hak etmektedir.

Gençler ve Silahlı Gruplara Katılma Zorlukları

Bu bağlamda, Pejak gibi gruplar, ekonomik boşlukları, psikolojik yaraları ve aile krizlerini istismar ederek, özellikle yoksul bölgelerdeki genç nesli kandırıp çekiyor. Bu çekim, sadece çocuk ve genç haklarının açık ihlali değil, aynı zamanda derin ailevi ayrılıklara, bireyin geleceğinin yıkımına ve şiddet eylemlerine katılımına yol açıyor.

Gençlerin Kawe Seqzi ve Pejak Tarafından Kandırılması

Zakaria Rasuli, henüz 17 yaşındayken, ailevi anlaşmazlıklar ve ekonomik baskılar altında, Pejak’ın tanınmış bir kandırma ve üye toplama ajanı olan Kawe Seqzi’nin tuzağına düştü; daha önce de birçok İranlı Kürt gencin kaçırılması dosyalarında adı geçen bir kişi.

Zakaria Rasuli’nin Kayboluşu: Evden Sınırlara

Zakaria Rasuli, 9 Ocak 2003’te (19 Dey 1381) doğdu ve ailevi ve ekonomik sorunlar nedeniyle 20 Ağustos 2019’da (28 Mordad 1398), Kawe Seqzi ile bağlantı kurarak Merywan sınırından Pejak güçleri tarafından yasadışı olarak ülkeyi terk etti ve gruba katıldı.

Zakaria’nın ağabeyi (Bilal Rasuli) diyor ki, kardeşinin kayboluşundan birkaç gün sonra polise başvurdu ve resmi kayıp ilanı verdi. Hatta kardeşinin fotoğrafını Rokan Haber Ajansı’na vererek kayıp ilanı yayınlattı ve mağazalardaki güvenlik kameralarının görüntülerini kullanarak kardeşinin izini sınıra kadar takip etti. Bu, onu Pejak gibi terörist gruplara katılım olasılığına şüpheye düşürdü.

Zakaria Rasuli: Aileden Kaçış, Pejak’ın Elinde Tutulma

Ailenin Takibi: Polis, Medya ve Güvenlik Kameraları

Bir süre geçtikten sonra, Bay Bilal Rasuli, Zakaria’nın kullandığı SIM kartının kendi adına kayıtlı olduğunu fark ederek SIM kartı operatöründen yeniden aldı, böylece Zakaria’nın sosyal medya hesaplarına erişebildi ve onunla bağlantılı kişileri tanımlayabildi.

Kardeşinin Telegram hesabına girdiğinde, Zakaria’nın Kawe Seqzi ile bağlantıda olduğunu ve bu kişinin onu kandırdığını fark etti. Aile, ekonomik durumlarının zayıflığı nedeniyle hâlâ Kürdistan Bölgesi’ne gidip Pejak kamplarına başvuramadı.

Zakaria’nın Ağabeyinin Deneyimi: Bilal Rasuli’nin Anlatımı

Bilal Rasuli diyor ki:
Ben Bilal Rasuli, Zakaria’nın ağabeyiyim. Kardeşimin kayboluşu ve akıbeti hakkında bildiğim her şeyi samimiyetle ve detaylı olarak söylemek istiyorum, çünkü bu acıyı ve bekleyişi her gün tüm varlığımla hissediyorum ve kaydedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zakaria, lise birinci sınıfa kadar okudu ve ailevi ve ekonomik sorunlar nedeniyle okulu bıraktı. Çocukluğumuzdan beri evimizde maddi sorunlar olduğunu biliyorduk; yetersizlikler ve ev kirası ve ev giderleri üzerine sürekli tartışmalar hayatımızın bir parçasıydı. Bu ekonomik baskılar ve aile içindeki küçük ve büyük anlaşmazlıklar, Zakaria’yı yavaş yavaş izole etti ve bizden uzaklaştırdı. Hiçbir zaman onun politikaya veya silahlı gruplara ilgi duyduğunu görmedim; o daha çok geleceği, iş ve geliri için endişeliydi.

Kaçış Anı ve İlk Takip

28 Ağustos 2019’da Zakaria aniden evden çıktı ve bir daha dönmedi. Birkaç gün geçti ve daha endişeli olduk; önce arkadaşlarının yanına veya bir işe gittiğini düşündük, ama günler geçtikçe ve haber gelmeyince aşırı endişelendik. Ben polise gidip resmi kayıp ilanı verdim. Kardeşimin fotoğrafını Rokan Haber Ajansı’na vererek kayıp ilanı yayınlattım.

Mağazalardaki güvenlik kameralarının görüntülerini takip ederek, kardeşimin izini Merywan sınırına kadar sürükledik. O an kalbim sıkıştı; kardeşimin izinin sınıra kadar gittiğini öğrenince, gençleri ülkeden çıkaran bir ağa girmiş olabileceği şüphesi güçlendi.

Kawe Seqzi ile Bağlantının Keşfi

Bize yardımcı olan nokta, Zakaria’nın kullandığı SIM kartının benim adıma kayıtlı olmasıydı. Birkaç hafta sonra SIM kartı operatöründen geri aldım, bakalım ne bulabileceğim diye.

Kardeşimin Telegram ve sosyal medya hesaplarına girdiğimde, acı bir gerçekle karşılaştım: Zakaria, Kawe Seqzi ile bağlantıdaydı. Kawe, daha önce birçok ailenin dilinden düşmeyen bir isimdi; yıllardır birçok genci kandırıp silahlı gruplara çeken bir adam. Sonradan öğrendik ki Kawe ülkeyi terk etmiş ve Suriye’de yaşıyor, oradan işlerine devam ediyor. Bunu gördüğümde midem bulandı; sanki ailemin bir parçası soyulmuş gibiydi.

Ailenin Mali Sınırlamaları ve Zakaria’yı Geri Getirme Çabası

Ailem ve ben ne kadar çabalasak da, Kürdistan Bölgesi’ne gidip Pejak kamplarına başvuracak gücümüz yoktu; ne pasaportumuz vardı ne de böyle bir yolculuk için para. Bu, olayın en kötü kısmıydı; elimden hiçbir şey gelmiyordu ve kardeşimi arayamıyordum.

Her gün evimizde büyük bir boşluk hissediyordum ki kimse onu dolduramıyordu. Annem bir gün bile “Zakaria nerede?” demiyordu ve babam defalarca gözlerimin önünde huzursuz olmuştu.

Sanal Umut ve Teşvik: İnsan Hakları İzleme Örgütü ile Temas

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün web sitesinde Kawe Seqzi’nin gençleri kandırdığına dair bir rapor okuduğumuzda, birden umut ışığı bulduk. O makalenin yorum bölümüne Zakaria’nın bilgilerini yazdım ve kardeşimin de aynı kişi tarafından kandırıldığını belirttim; hatta iletişim numaramızı bıraktık ki eğer biri bilgisi varsa bize ulaşsın.

Neyse ki, sonra bizimle iletişime geçtiler – İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden kişiler – ve olayı tamamen anlattık. O iletişim bizi biraz cesaretlendirdi, ama fiziksel olarak sevdiklerinin yokluğuyla sanal teselli çok farklı.

Altı Yıllık Bekleyiş ve Deneyimin Dersleri

Zakaria’nın gittiğinden beri neredeyse altı yıl geçti. Altı yıl, her günü içimdeki bir iç savaş gibiydi: Bazı günler, belki dönmüştür veya bulabiliriz diye umutluyum; diğer günlerde en kötüsünden korkuyorum. Hiçbir zaman ondan doğrudan bir telefon almadım; durumunu veya nerede olduğunu net bir şekilde söyleyen bir mesaj yok, sadece izler, duyduklar ve grup üyeleri hakkında başkalarının söyledikleri.

Bu yıllarda, utanç ve stres dolu bir his de yaşadık. Bazı tanıdıklar bize farklı bakıyor ve iğneleyici sözler söylüyor; zaten zor bir durumdaki bir aileyi daha da zayıflatıyor. Ama umudumuzu kaybetmedik; arkadaşlara ve akrabalara defalarca söyledik, eğer kardeşimin yeri veya durumu hakkında bilgisi olan varsa, bize söylesin.

Her gece onu rüyamda görüyorum; rüyamda onu görüyorum, hiçbir şey olmadan dönüyor, gülümsüyor ve “Özür dilerim” diyor, ama uyanış her zaman acı.

O günlere baktığımda, belki önlenebilecek hatalar yaptığımızı görüyorum: Eğer maddi durumumuz daha iyi olsaydı Zakaria evden çıkmazdı, eğer onunla daha iyi konuşsaydık kandırılmazdı, eğer sınır yetkilileri daha dikkatli olsaydı bir 17 yaşındaki genç bu şekilde ülkeyi terk etmezdi.

Ama bu “eğerler” artık işe yaramıyor; tek istediğim, kardeşimin adının kaydedilmesi, hikâyesini anlatmak ki belki diğer aileler daha az zarar görsün.

Son Mesaj ve Yardım Talebi

Bugün Bilal Rasuli olarak söylüyorum: Zakaria 9 Ocak 2003’te (19 Dey 1381) doğdu, lise birinci sınıfa kadar okudu ve 20 Ağustos 2019’da (28 Mordad 1398) Merywan sınırından çıktı. Altı yıldır evden uzakta; polise resmi kayıp ilanı verdik, fotoğrafını Rokan’a verdik, güvenlik kameralarından izini sınıra kadar takip ettik, SIM kartı benim adıma kayıtlı olduğu için geri aldım ve Telegram’dan Kawe Seqzi ile bağlantıda olduğunu öğrendim, yüzlerce genci kandıran biri ve şimdi Suriye’de olduğu söyleniyor.

Mali gücümüz Kürdistan Bölgesi’ne gidip grup kamplarına başvurmamıza yetmedi, ama İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün makalesini gördüğümüzde Zakaria’nın bilgilerini altına yazdık ve bıraktığımız numaradan bizimle iletişime geçtiler ve daha fazla bilgi toplandı.

Her gün dua ediyorum ki ondan bir haber gelsin. Sadece kendim için değil, annem ve babam için ki bekliyorlar. Eğer bunu okuyan biri Zakaria veya Kawe Seqzi gibi kişiler hakkında bilgisi varsa, lütfen bize yol göstersin.

Ben Bilal Rasuli’yim ve bunu bir ağabeyin diliyle söylüyorum; altı yıldır umut ve kaygı içinde yaşayan bir ağabeyin tek isteği, bir gencin eve dönmesidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu