Rapor

Kazım Mutayi: İşçilikten Komala Üyeliğine

Hamed Rahmani: “Kake Kazım, burada hiçbir şeyin yok, neden sınırın ötesine gelmiyorsun?”

Kazım Mutayi: “Komala’ya katılmam hakkında şunu söylemeliyim, bu grup hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ne siyasi bilgim vardı ne de bu konulara ilgim.”

 

İnsanların hayatı, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin etkisi altındadır ve bu faktörler, bireyin yaşam yolunda köklü değişikliklere yol açabilir. Bir zamanlar ekonomik ve sosyal kriz koşullarında bulunan Kazım Mutayi’nin hikayesi, zor durumlarından kurtulmak için çare arayan birçok bireyi temsil eder. Eşinden ayrılma ve maddi baskılar, onu doğrudan kimliği ve geleceğiyle ilgili kararlara yöneltti. Komala gibi tehlikeli ve silahlı bir gruba katılmak, krizden kaçış için bir seçenek olarak ortaya çıktı ve bu, krizle boğuşan toplumlarda bireylerin karşılaştığı derin sosyal zorlukları gösteriyor. Bu röportajda, İzleme Örgütü muhabiri, Kazım Mutayi’nin Komala’ya katılma nedenlerini ve koşullarını, ayrıca bu kararın onun hayatındaki sosyal ve ekonomik etkilerini inceleyecek.

Kazım Mutayi, 1978 yılında Senendec’te doğdu, okuma yazma bilmiyor ve şu anda fotoğrafçılık ve kameramanlık yapıyor. 2022 yılında borçları ve çok kötü ekonomik durumu nedeniyle, iki çocuğu (evli olan bir kız ve bir erkek) olmasına rağmen eşinden ayrıldı ve eski eşinin yeğeni Hamed Rahmani’nin yönlendirmesiyle Komala’ya katıldı. Üç ay boyunca eğitim kampında bulundu, ancak okuma yazma bilmediği için daha çok nöbet tutma ve kamp temizliği gibi işlerde kullanıldı. Bay Mutayi, eğitim dönemi sonrasında “layingri” (destekçi) kartı alarak Süleymaniye şehrine gitti ve orada işçilik ve seyyar satıcılık yaptı. Ancak Süleymaniye’deki Komala toplantılarında, kampların İran’ın saldırısı tehdidi altında olduğu ve tüm peşmergelerin savunma ve savaş için kamplara dönmesi gerektiği açıklandığında, Kazım Mutayi gruptan ayrılmaya karar verdi. 2023 yılında, yaklaşık iki yıl boyunca Komala ile işbirliği yaptıktan sonra, İran sınır muhafızlarına teslim oldu.

Röportaj: Kazım Mutayi ile Söyleşi

Kendinizi tanıtabilir misiniz ve Komala’ya katılma kararınızı hangi koşulların tetiklediğini söyleyebilir misiniz?
Kazım Mutayi: Ben Kazım Mutayi, 26 Şubat 1978 doğumluyum, Senendec’liyim. Maalesef okuma yazma bilmiyorum ve hiç okula gitmedim. Hayatımın çoğunu işçilikle geçirdim ve son birkaç yıldır halkın düğün ve etkinliklerinde fotoğrafçılık ve kameramanlık yapıyorum, genellikle kiralık kameralarla. İki çocuğum var, bir kız ve bir oğlan, ikisi de evli ve kendi hayatlarını sürdürüyor. 2022, hayatımın en kötü yıllarından biriydi. Çok borçluydum ve iş bulamıyordum. Hayatın baskısı o kadar fazlaydı ki eşimle evliliğimiz sona erdi ve ayrıldık. Çocuklarım benim için en büyük mutluluk kaynağı olmasına rağmen, her şeyimi kaybetmiş gibi hissettim. Bir kaçış yolu arıyordum, beni kurtarabilecek bir şey. İşte böylece Komala’ya katıldım. Üyeliğim sadece borçlardan ve kötü yaşam koşullarından kaçmak içindi, hiçbir siyasi ya da askeri niyetim yoktu.

Komala’ya katılma kararını nasıl aldınız? Grup hakkında önceden bilginiz var mıydı?
Kazım Mutayi: Komala’ya katılmam hakkında şunu söylemeliyim, bu grup hakkında hiçbir bilgim yoktu. Ne siyasi bilgim vardı ne de bu konulara ilgim. Bir gün eski eşimin yeğeni, Hamed Rahmani adında bir genç, beni aradı ve dedi ki: “Kake Kazım, burada hiçbir şeyin yok, neden sınırın ötesine gelmiyorsun? Orada hem iş var, hem maaş veriyorlar, hem de göçmen olmana yardım ederler.” Komala’nın birçok kişiyi yurtdışına gönderdiğini söyledi. Eğitim kampına gidip bir süre sonra Avrupa’ya gönderileceğimi anlattı. Her şeyimi kaybetmişken, bunun bir kurtuluş yolu olabileceğini düşündüm ve kabul ettim. Yani kandırıldım ve bir silahlı gruba katılarak Avrupa’ya göç edebileceğim umuduna kapıldım!

Komala kampındaki koşullar nasıldı? Beklentilerinizle uyumlu muydu?
Kazım Mutayi: Asla ve asla! Komala kampındaki koşullar beklentilerimle hiç uyuşmadı. İlk günden her şeyin hayal ettiğimden farklı olduğunu fark ettim. Okuma yazma bilmediğim için siyasi derslerde hiçbir şey anlamıyordum ve onlar da bunu kısa sürede fark edip beni hizmet işlerine yönlendirdiler. Yani sabah akşam ya kampın tuvaletlerini temizliyordum ya da nöbet tutuyordum. Kamp, “yaşam” diyebileceğiniz bir yer değildi. Kalabalık, farklı yaş ve kültürlerden insanlarla doluydu. Yaşam imkanları çok zayıftı. Az imkanlı bir askeri üs! Kimse kimseyle samimi değildi ve herkes sadece kendini düşünüyordu. Üyeler arasında insanî bir ilişki yoktu. Herkes robot gibi davranıyordu. Geceleri de sırayla nöbet tutmamız gerekiyordu. Üç ay orada kaldım, ama daha fazla dayanamadım. Ne maaş vardı ne de verdikleri vaatlerden eser. Bana sadece bir “layingri” kartı verdiler, destekçi olduğumu gösteriyordu, sonra beni Süleymaniye’ye gönderdiler.

Süleymaniye’ye geçtikten sonra yaşam koşullarınız nasıldı?
Kazım Mutayi: Süleymaniye’de artık resmi bir Komala üyesi değildim. Sadece elimde işe yaramaz bir layingri kartıyla yalnız bir bireydim. İşçilik yapmaya başladım, elime geçen her işi yaptım. Bir süre de pazarda seyyar satıcılık yaptım. Masraflar yüksekti, kalacak uygun bir yerim yoktu. Sürekli baskı altındaydım ve Komala’dan hiç kimse halimi hatırımı sormadı. Sanki sadece o üç ay onlar için önemliydi, sonrasında bir önemim kalmamıştı. Beni o değersiz kartla başıboş bırakmışlardı! Kimse üyelerin halini sormuyor, yaşam ve refahımız onlar için önemli değildi. Ne maaşımız vardı ne de Avrupa’ya göç etme vaadini düşünüyorduk.

Komala’dan ayrılmaya ve teslim olmaya karar vermenize ne sebep oldu?
Kazım Mutayi: Dönüm noktası, Süleymaniye’deki bir Komala toplantısına katıldığımda oldu. Toplantıda bir komutan, kampların İran’ın saldırısı tehdidi altında olduğunu ve tüm peşmergelerin, hatta destekçilerin bile ana kampa dönmesi gerektiğini söyledi. O an kararımı verdim. Dedim ki, ne savaşmayı bilirim ne de siyasete ilgim var. Ben sadece bir lokma ekmek için buraya geldim ve inanmadığım bir şey için ölmek istemiyorum. Komala, bizim hayatımıza değer vermedi; neden ben onun için canımı vereyim ki? Bir süre sonra durumun sakinleştiğini fark edince geri dönmeye karar verdim. Çok zorlukla iletişim kurdum ve sonunda 2023’te kendimi teslim ettim.

İran’a döndükten sonra size nasıl davranıldı? Herhangi bir sorunla karşılaştınız mı?
Kazım Mutayi: Komala’da bize sürekli söylediklerinin aksine, ne işkence vardı ne de kötü muamele. Sadece birkaç rutin sorgulama yapıldı, ki bu normaldi çünkü sonuçta yasadışı yollardan ülkeden çıkmıştım. Sonunda, yasadışı çıkış nedeniyle küçük bir para cezası aldım, ki bu da hakkım olan bir cezaydı. Ardından bana normal hayata dönmem için yardım ettiler. Şimdi tekrar fotoğrafçılık yapıyorum, çalışıyorum ve çocuklarımın yanındayım. Fazla bir şeyim olmasa da huzurum var ve artık hayattan kaçmıyorum.

Eğer şu an sizin geçmişteki durumunuza benzer bir durumda olan biri varsa, ona ne tavsiye edersiniz?
Kazım Mutayi: Şunu söylerim: Eğer bu grupların kurtuluş yolu olduğunu düşünüyorsan, fena halde yanılıyorsun. Bu vaatlerin ardında hiçbir gelecek yok, sadece gençliğin ve ömrün heba olur. Sorunun varsa, kendi ülkesinde çözüm aramaya çalış. Öte yanda bedava ekmek yok. Gittim, gördüm, katlandım ve geri döndüm. Şimdi biliyorum ki hiçbir yer insanın kendi evi gibi olamaz. Koşullar zor olsa bile, doğru yoldan çaba göstermeli.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu