Rapor

İran Kürdistanı’nda Şiddete Karşı Küresel Sessizlik: Kurbanlar Görülmüyor

Yıllardır İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü (IKHRW), İran’ın Kürt bölgelerindeki insan hakları ihlallerine dair belgeler topluyor. Birleşmiş Milletler’e ve uluslararası kuruluşlara yüzlerce dosya ve resmi yazışma gönderilmesine rağmen, somut bir yanıt alınamadı. Bu küresel sessizlik, sadece adaleti ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda şiddet döngüsünü sürdürüyor.

 

Dr. Zana Sadıki – İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü ve Uluslararası İlişkiler Sorumlusu

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2018’den beri İran’ın Kürt bölgelerindeki insan hakları ihlallerini kaydetme ve takip etme misyonuyla faaliyet gösteriyor. Bu yıllar boyunca, yüzlerce belgeli dosya; şiddet, çocuk askerlik, işkence, zorla evlendirme ve kadınlarla ergenlerin istismarı gibi konuları kapsıyor ve bu bilgiler çok sayıda yazışmayla uluslararası kuruluşlara gönderildi.

Ancak bu çabaların sonucu neredeyse sıfır oldu. Ne Birleşmiş Milletler, ne İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi (OHCHR), ne UNICEF, ne de silahlı gruplarla çocuk askerliği önleme anlaşmaları imzalayan kuruluşlar etkili bir adım attı. Alınan yanıtlar en iyi ihtimalle genel ve muğlak oldu; çoğu yazışma ise resmi bir yanıt olmadan bırakıldı.

Bu sessizlik temel bir soruyu gündeme getiriyor: Küresel adalet seçici ve siyasi mi? İran Kürdistanı’ndaki kurbanlar, sadece coğrafi aidiyetleri nedeniyle destek ve görünürlükten mahrum mu?

Bölüm 1: İzleme Örgütü’nün Sürekli Çabaları ve Gönderilen Belgeler

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, İran’ın Kürt bölgelerindeki insan hakları ihlallerine dair yüzlerce belgeli dosya topladı. Bu dosyalar, çocukların silahlı gruplara katılmaya kandırılması, kadınların özgürlüklerinin ciddi şekilde kısıtlanması, işkence, ergenlerin askeri faaliyetlerde istismarı ve gençlerin göç vaadiyle kandırılması gibi konuları içeriyor.

Tüm bu belgeler, ayrıntılı raporlar ve kapsamlı analizlerle birlikte Birleşmiş Milletler, OHCHR, UNICEF, İnsan Hakları Konseyi ve Geneva Call’a gönderildi. Yazışmalar, acil inceleme, yasal takip ve silahlı grupların faaliyetlerine bağımsız denetim taleplerini içeriyordu.

Ancak sonuç: Hiçbir somut ve etkili yanıt alınmadı. Alınan yanıtlar, en iyi ihtimalle “bu konu bizim ilgi alanımızda değil” veya “çalışma önceliklerimiz arasında yer almıyor” gibi ifadelerle geçiştirildi; bu da kurbanların haklarının tamamen göz ardı edilmesi anlamına geliyor.

Bölüm 2: Uluslararası Kuruluşların Rolü ve Performanstaki Çelişkiler

Birleşmiş Milletler, UNICEF, OHCHR ve Geneva Call gibi uluslararası kuruluşlar, insan haklarını koruma ve çocuklarla kadınların istismarını önleme konusunda açık bir misyona sahiptir. Geneva Call’un silahlı gruplarla imzaladığı anlaşmalar, çocuk askerliğini önlemeyi ve insani ilkeleri korumayı hedefliyor.

Ancak performans incelemesi şunu gösteriyor:

  • Anlaşmaların uygulanmasını denetlemek için gerçek bir yürütme mekanizması yok.
  • Silahlı gruplar, yasal sonuçlarla karşılaşmadan faaliyetlerine devam ediyor.
  • Anlaşmalar, uygulamadan çok propaganda amaçlı.

Bu çelişki, bu kuruluşların sadece siyasi ve tanıtım amaçlı konulara önem verdiğini ve insani misyonlarını ihmal ettiğini gösteriyor.

Bölüm 3: Uluslararası Kuruluşların Sessizliğinin Analizi

Bu sessizliği açıklayan birkaç temel faktör var:

  • İran’a Siyasi Bakış: Kendilerini “muhalefet” olarak tanıtan Kürt silahlı gruplar, Batı’nın siyasi hedefleri nedeniyle daha az takip edilebilir.
  • Kurumlar için Medya Aracı: Bazı kuruluşlar, anlaşmaları sadece iyi niyet gösterisi olarak imzalıyor, gerçek bir eylem için değil.
  • Seçici Sessizlik: İran Kürdistanı’ndaki kurbanlar, uluslararası kuruluşların siyasi öncelikleriyle uyuşmadıkları için daha az görülüyor.

Küresel sessizlik, silahlı grupların faaliyetlerine devam etmesine izin veriyor ve yeni bir nesil çocuk ve ergen kurban oluyor.

Bölüm 4: Bu Kayıtsızlığın İnsani Sonuçları

Uluslararası kuruluşların kayıtsızlığı ciddi insani sonuçlar doğuruyor:

  • Çocuklar ve ergenler, kandırma veya baskıyla silahlı faaliyetlere katılıyor.
  • Kadınlar, bireysel özgürlük kısıtlamaları, işkence ve istismarın kurbanı oluyor.
  • Göç veya daha iyi fırsatlar vaadiyle kandırılan gençler, psikolojik zarar, topluma güvensizlik ve sosyal izolasyon yaşıyor.

Bu sonuçlar, küresel sessizliğin sadece adaleti ihlal etmekle kalmadığını, aynı zamanda şiddet döngüsünü sürdürdüğünü ve gelecek nesilleri riske attığını gösteriyor.

Bölüm 5: Ahlaki Sorumluluk ve Hesap Verebilirlik Talebi

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, tüm uluslararası kuruluşlardan şunları talep ediyor:

  • Sessizlik ve eylemsizlikleri karşısında hesap verebilir olmaları.
  • İran Kürdistanı’ndaki silahlı grupların faaliyetlerini incelemek için bağımsız bir hakikat bulma komitesi kurulması.
  • Pejak ve PKK gibi gruplarla yapılan anlaşmaların yeniden gözden geçirilmesi ve gerçek denetim uygulanması.
  • Kurbanların sesinin duyulması, sadece siyasi veya propaganda gruplarının değil.

Seçici adalet, insan haklarının temel ilkelerini ihlal eder ve gerçek kurbanları unutur.

Bölüm 6: Birleşmiş Milletler ve Geneva Call Temsilcileriyle Resmi Toplantı Çağrısı

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu raporu sunarken, Birleşmiş Milletler, OHCHR, UNICEF ve Geneva Call temsilcileriyle resmi bir toplantı yapılmasını talep ediyor:

  • Tüm belgeler ve dosyalar sunulmalı.
  • Silahlı grupların eylemlerine yönelik gerçek taahhüt ve denetim sağlanmalı.
  • Hesap verebilirlik için şeffaf mekanizmalar oluşturulmalı.

Bu toplantı, insan haklarına güveni yeniden inşa etmek ve ihlallerin devamını önlemek için bir başlangıç noktası olabilir.

Uluslararası kuruluşların İran Kürdistanı’ndaki insan hakları ihlallerine karşı sessizliği, adaleti erteliyor ve insani zararları artırıyor.

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, kapsamlı belgeler ve analizlerle bir kez daha Birleşmiş Milletler ve ilgili kuruluşlardan şunları talep ediyor:

  • Hesap verebilir olmaları,
  • Anlaşmalarını ve faaliyetlerini gerçek ve denetlenebilir hale getirmeleri,
  • Gerçek kurbanların sesini duymaları, sadece siyasi grupların değil.

Uluslararası kuruluşlar kayıtsız kaldığı sürece, “şiddetsiz bir dünya” sloganı sadece bir dilek olarak kalacak, gerçeklik değil.

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü
Ekim 2025

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu