Cevad Azimi İmamguli: “Her şey hayal ettiğimden çok farklıydı. Üsse vardığımda, bunun bir askeri kamp olduğunu fark ettim.”
Göçmenlerin ve ekonomik, sosyal ya da siyasi nedenlerle vatanlarını terk eden bireylerin hayatı, her zaman özel zorluklar ve karmaşıklıklarla doludur. Bu zorluklar yalnızca maddi sorunlar ve uygun iş fırsatlarına erişim eksikliğini değil, aynı zamanda bireyi tehlikeli ve zor seçimlere yöneltebilir. Kuçan ilçesinden genç bir adam olan Cevad Azimi İmamguli, bu acı ve gerilim dolu deneyimlerin bir örneğini yansıtır. 1999 yılında Kuçan’da doğan ve ortaokul üçüncü sınıfa kadar eğitimine devam eden Cevad, ailesinin ekonomik zorlukları nedeniyle erken yaşta okulu bırakmak ve iş piyasasına girmek zorunda kaldı. Kendi şehrinde bir süre çaba sarf ettikten sonra, temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamamanın getirdiği baskıyla, yasadışı bir şekilde Irak Kürdistanı’na göç etmeye karar verdi.
2019 yılında başlayan bu tehlikeli göç, onu yalnızca göçmen hayatının zorlu gerçekleriyle değil, aynı zamanda silahlı grupların tuzağıyla karşı karşıya getirdi. Cevad, sosyal medyada “PAK” (Kürdistan Özgürlük Partisi) adlı terör örgütünün faaliyetlerini takip ederek, iş bulma ve daha iyi bir yaşam umuduyla bu gruba katıldı. Ancak iki yıl boyunca kamplarda yaşadıktan ve psikolojik baskılarla karşılaştıktan sonra, kaçmaya karar verdi ve Süleymaniye’ye gitti. Ancak PAK’ta üyelerin “İran’a dönerlerse işkence ve tutuklama ile karşılaşacakları” tehdidi nedeniyle, Komala’ya (İran Komünist Partisi/Alizade kolu) katılmayı seçti. Cevad Azimi, muhabirimize, uyuşturucu bağımlılığını bıraktıktan ve kamp hayatından bıktıktan sonra geri dönmeye karar verdiğini ve Ağustos 2023’te İran Konsolosluğu’na başvurarak ülkesine döndüğünü söyledi. Bu hikaye, özgürlük ve daha iyi bir geçim arayışında olan bireylerin tehlikeli ve beklenmedik seçimlere sürüklenebileceği karmaşık durumu gözler önüne seriyor. Cevad Azimi şu anda Tahran’da bina güvenliği görevlisi olarak çalışıyor ve deneyimleri, göçün sosyal ve ekonomik sorunlarının bireysel ve toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini incelemek için bir vaka çalışması olarak kullanılabilir.
Röportaj: Cevad Azimi ile Söyleşi
PAK grubuna katılma kararını ne tetikledi?
Cevad Azimi: Kuçan ilçesinde doğdum ve ortaokul üçüncü sınıfa kadar okudum. Ailemin ekonomik sorunları yüzünden erken yaşta çalışmaya başlamak zorunda kaldım. Şehrimizde bir süre çalıştım, ama ekonomik durum iyi değildi ve aldığım maaş geçimime yetmiyordu. Bu sorunlar, başka bir yerde iş aramayı düşünmeme neden oldu. Yaklaşık dört yıl önce, iş bulmak için Irak Kürdistanı’na gitmeye karar verdim. Bu yasadışı bir yolculuktu ve Serdeşt sınırından geçtim. Kürdistan’a vardığımda, oturum izni ve belge olmadan bir İranlı için iş bulmanın zor olduğunu fark ettim. İranlılara pek önem verilmiyor ve uygun iş fırsatları sunulmuyordu. Daha önce Instagram’da PAK’ın sayfalarını takip ediyordum. Hep askeri üniformalar giyiyorlardı ve Kürdistan’ın özgürlüğü hakkında konuşuyorlardı; bir Kermanj Kürdü olarak desteklemem gerektiğini hissediyordum. Ama gruba katılma kararım, ideolojilerine inandığım için değil, iş ve daha iyi bir yaşam arayışı içindi. PAK’ın ideolojisi ve koşulları hakkında hiçbir bilgim yoktu. Tek derdim iş bulmaktı.
Sizi gruba çeken kişi ya da kişiler ne vaat etti? Avrupa’ya gönderilme ya da rahat bir yaşam gibi şeyler mi söz verdiler?
Cevad Azimi: Hayır, böyle şeyler asla vaat edilmedi. Ben de zaten böyle beklentiler içinde değildim. Sadece bana, gruba katılırsam orada çalışabileceğimi ve yaşayabileceğimi söylediler. Metamfetamin bağımlılığımdan muzdariptim ve orada bağımlılığı bırakıp yeni bir başlangıç yapabileceğimi düşündüm. Bu benim için önemli olan tek şeydi. Başlangıçta, orada düzenli bir yaşam tarzı olabileceğini ve bağımlılıktan kurtulup normal bir hayata dönebileceğimi hayal ettim. Ama içeri girdiğimde, her şeyin hayal ettiğimden tamamen farklı olduğunu gördüm.
Gruba katıldığınızda yaşam koşullarınız nasıldı?
Cevad Azimi: Gerçek şu ki, her şey hayal ettiğimden çok farklıydı. Üsse vardığımda, bunun bir askeri kamp olduğunu fark ettim. Sabahları siyasi ve askeri eğitim sınıflarına katılmamız gerekiyordu. Fazla eğitimim olmadığı için bu derslerin amacını hiç anlamıyordum. Sonra çoğu zaman nöbet tutuyorduk. Oradan bıkmamın en büyük nedeni zor yaşam koşullarıydı. Kamplarda hayat zordu; yemek az, imkanlar sınırlıydı ve sürekli komutanların baskısı altındaydık. Bağımlılıktan kurtulmaya çalışan biri olarak bu koşulları daha zor tolere ediyordum. PAK kampında kimsenin üyelerin ruhsal ya da fiziksel sağlığını düşündüğü yoktu; biz sadece işçi ve nöbetçiydik. İyi bir maaş da söz konusu değildi. Başta bağımlılığı bırakabileceğimi düşünmüştüm, ama zamanla bu ortamın buna uygun olmadığını anladım. Psikolojik ve fiziksel baskı çok fazlaydı ve her geçen gün daha zayıf düşüyordum.
Orada ne iş yapıyordunuz? Koşullardan biraz daha bahseder misiniz?
Cevad Azimi: İlk başta bana eğitim kurslarına katılmam gerektiğini söylediler. Ama ben buna hiç ilgi duymuyordum. Eski bağımlılığım yüzünden çoğu zaman halsizdim ve derslere iyi katılamıyordum. Daha sonra genellikle nöbet tutmaya gönderildim. En büyük sorun, benim hiçbir siyasi görüşümün olmaması ve sadece iş ve yaşam arayışında olmamdı. Ekonomik durumum ve bağımlılığım yüzünden katıldığımı anlayınca, artık bana pek önem vermediler. Sadece kampta fiziksel olarak vardım, hiçbir rolüm yoktu. Kampta günler uzun ve yorucuydu. Nöbet, anlamadığım eğitim sınıfları ve bazen askeri egzersizlerle geçiyordu. Gerçek bir dinlenme ya da normal bir yaşam için hiç fırsat yoktu.
Neden PAK’tan kaçmaya karar verdiniz?
Cevad Azimi: İki yıl sonra gerçekten bu hayattan bıktım. Bağımlılığı bırakmıştım ve artık normal bir hayat istiyordum. Ama orada bunun için hiçbir fırsat yoktu. Sürekli baskı vardı ve benim için bir gelecek görünmüyordu. Ayrıca komutanlar bizi tehdit ediyorlardı; eğer kaçar ve İran’a dönersek işkence ve tutuklama ile karşılaşacağımızı söylüyorlardı. Bu tehdidi ciddiye aldım ve İran’a dönmek yerine başka bir gruba katılmaya karar verdim. Bu grup Komala’ydı; orada koşulların daha iyi olacağını düşünmüştüm.
PAK’tan kaçtıktan sonra ne oldu?
Cevad Azimi: Süleymaniye’ye gittim ve orada Komala ile iletişime geçtim. Başlangıçta, PAK kampında yaşadığım baskılardan kurtulabileceğimi ve daha iyi bir yaşam şansı bulabileceğimi umuyordum. Ama ne yazık ki orada da durum pek farklı değildi. Kamp hayatı devam ediyordu ve psikolojik ile fiziksel baskılar üzerimde ağır geliyordu. İki yıl daha kamp hayatını yaşadım. Her gün yeni zorluklarla karşılaşıyordum; kaynak ve maddi imkan eksikliğinden umutsuzluk ve çaresizlik hissine kadar. Baskılar o kadar arttı ki artık devam edemeyeceğimi hissettim. Sonunda bu hayatı sürdürmemeye karar verdim ve İran’a dönmeye karar verdim. Bu karar benim için çok zordu, çünkü daha iyi bir yaşam arayışında başarısız olduğumu kabul etmek anlamına geliyordu.
İran’a nasıl döndünüz ve size nasıl davranıldı?
Cevad Azimi: Süleymaniye’deki İran Konsolosluğu’na giderek teslim oldum. Başta işkence ya da tutuklama ile karşılaşmaktan korkuyordum, ama neyse ki böyle bir şey olmadı. Sadece birkaç kez sorguya çekildim ve sonra İran’a dönmeme izin verdiler. Şu anda Tahran’da bina güvenliği görevlisi olarak çalışıyorum ve sakin bir hayat sürmeye çalışıyorum.
Bugün PAK’a katılma kararınızdan pişman mısınız?
Cevad Azimi: Evet, tamamen pişmanım. Eğer geçmişe dönebilsem, bu kararı asla almazdım. Sadece daha iyi bir hayat arıyordum, ama bunun yerine dört yılımı kampların zor koşullarında geçirdim. Umarım şimdi daha sakin bir hayat sürebilirim ve bir daha böyle bir hata yapmam.
Oradaki koşulların hayal ettiğiniz gibi olmadığını fark ettiğinizde ne hissettiniz?
Cevad Azimi: Üsse vardığımda, belki yanlış bir karar verdiğimi düşündüm, ama hâlâ bağımlılığı bırakıp daha iyi bir hayat kurabileceğim umudum vardı. Ancak zamanla bu umut da kayboldu. Ben sadece iş ve yaşam arayan basit bir işçiydim, ama böyle bir ortamda sıkışıp kaldım. Psikolojik ve fiziksel baskı çok ağırdı. Eleştiri hakkı bile yoktu. Eğer biri şikayet etse ya da memnun olmasa, cezalandırmak için bir bahane bulurlardı. Orada kalmak için hiçbir motivasyonum yoktu, sadece kaçacağım anı bekliyordum.
Orada sizin gibi, yani siyasi motivasyon olmadan katılmış başka kişilerle tanıştınız mı?
Cevad Azimi: Evet, oradaki çoğu kişi tam olarak benim gibiydi; siyasi bir motivasyonları yoktu. Onlar da sadece iş ve yaşam arıyorlardı ve hiçbir siyasi görüşleri yoktu. Ama ekonomik durumumuz ve bağımlılığımız yüzünden katıldığımızı anlayınca, bize pek önem vermediler. Sadece fiziksel olarak oradaydık ve karar alma süreçlerinde hiçbir rolümüz yoktu.
İran’a döndükten sonra aileniz size destek oldu mu?
Cevad Azimi: Evet, ailem döndükten sonra bana çok destek oldu. Ekonomik sorunlar ve bağımlılık yüzünden bu kararı aldığımı biliyorlardı, siyasi bir motivasyonum olmadığını anladılar. Şimdi çalışarak ve normal bir hayat sürerek onları mutlu etmeye çalışıyorum.
Bugün hâlâ bağımlılıktan uzak mısınız?
Cevad Azimi: Evet, neyse ki artık bağımlılıktan kurtuldum. Bu, kendimle gurur duyduğum bir şey. Orada zor koşullar yaşadım, ama bağımlılığı bırakmayı başardım ve şimdi daha sakin bir hayatım var.