Rapor

Başarısız Silahsızlandırma: Kürt Militan Gruplarının İran’ın Batısında Güvenlik ve Kalkınmaya Yönelik Sürekli Tehdidi

Özellikle KDP-İ, Komele, PJAK ve PAK gibi Kürt silahlı grupların liderlerinden, onlarca yıllık silahlı mücadelenin yıkıcı sonuçlarını gözden geçirmelerini talep ediyoruz.

Onlarca yıllık silahlı mücadele, halk için herhangi bir kazanım sağlamadığı gibi, yalnızca güvenlik ortamının sertleşmesine, kalkınmanın durmasına ve halk ile devlet arasında güvensizliğin artmasına yol açmıştır.

İran Diplomasisi web sitesinde yakın zamanda yayımlanan bir rapor, İran Kürdistan Demokrat Partisi (KDP-İ) adlı silahlı grubun silahsızlanma taahhütlerine uymadığını bir kez daha ortaya koyarak, İran’ın batı ve kuzeybatı sınır bölgelerindeki güvensizliğin kökenlerini inceleme gerekliliğini vurgulamıştır. Tahran-Bağdat Güvenlik Anlaşması olarak da bilinen İran-Irak güvenlik anlaşması, Mart 2023’te imzalanmış bir anlaşmadır. Bu anlaşmaya göre, İran, Irak’a 19 Eylül 2023 tarihine kadar Irak Kürdistan Bölgesi’nde konuşlu İranlı Kürt silahlı grupları silahsızlandırması ve askeri kamplarını kapatması için süre vermiştir.

İran ve Irak’ın, Irak Kürdistanı’nda İran’a muhalif Kürt silahlı grupların silahsızlandırılması için bu ortak anlaşmayı imzalamasına rağmen, saha raporları ve belgelenmiş gözlemler, özellikle KDP-İ, Komele, PJAK ve PAK gibi grupların bu taahhütleri yerine getirmediğini göstermektedir. Bu gruplar, yalnızca taahhütleri ihlal etmekle kalmamış, aynı zamanda gençlerin işe alınması ve askeri eğitim, çocukların araç olarak kullanılması (çocuk asker), ve kamplarında kadınlara yönelik şiddet uygulamaları devam etmektedir. Bu gruplar, İranlı Kürt gençleri, kadınları ve çocukları serbest bırakmayı ve iade etmeyi reddetmekte, ailelerle üyeleri arasındaki iletişimi engellemekte ve çeşitli yollarla silahsızlanma sürecini yavaşlatmaya veya bypass etmeye çalışmaktadır.

 

Kürt İranlı Vatandaşlar İçin Tehdit: Silahlı Grupların Sürekli Faaliyetleri

Bu grupların silahlı eylemleri, Kürt toplumuna herhangi bir kazanım sağlamadığı gibi, güvensizlik döngüsünün yeniden üretilmesine, zorunlu göçe, yapısal yoksulluğa ve sınır bölgelerinde istikrarsızlığa yol açmıştır. Bu grupların silahlı saldırıları ve provokatif eylemleri, Kürt bölgelerinde defalarca güvenlik ortamının oluşmasına neden olmuş ve nihayetinde savunmasız Kürt İranlı vatandaşlar ile bu bölgelerin kalkınma süreci kurban edilmiştir. Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia eden bu gruplar, bugün gençleri ve kadınları savaş aracı haline getirerek ciddi insan hakları ihlalcilerine dönüşmüştür.

 

Hükümetlerin Ortak Sorumluluğu: Bağdat’tan Tahran’a

Birleşmiş Milletler Şartı, uluslararası insancıl hukuk ilkeleri ve çocuk asker kullanımının yasaklanması ile silahlı çatışmalarda cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin insan hakları yasaları uyarınca, Irak hükümeti ve özellikle Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinde açık bir hukuki sorumluluk bulunmaktadır. Kürdistan Bölgesi, topraklarında devlet dışı silahlı grupların faaliyetlerini sürdürmesini engellemek, bu grupların kamplarını kapatmak ve silahlı güçlerini silahsızlandırmakla yükümlüdür. Buna karşılık, İran İslam Cumhuriyeti hükümeti de vatandaşlarının güvenliğini koruma sorumluluğunun yanı sıra, İnsan Hakları Konseyi ve Birleşmiş Milletler gibi insan hakları ve yargı kurumları aracılığıyla uluslararası hukuki takip yaparak bu güvensizliklerin faillerini ciddi bir şekilde kovuşturmakla yükümlüdür.

 

Yeniden Değerlendirme ve Şiddetin Son Bulması İçin Çağrı

Özellikle KDP-İ, Komele, PJAK ve PAK gibi Kürt silahlı grupların liderlerinden, onlarca yıllık silahlı mücadelenin yıkıcı sonuçlarını gözden geçirmelerini talep ediyoruz. Bu mücadele, halk için herhangi bir kazanım sağlamadığı gibi, yalnızca güvenlik ortamının sertleşmesine, kalkınmanın durmasına ve halk ile devlet arasında güvensizliğin artmasına yol açmıştır. Terörist grup PKK’nın lideri Abdullah Öcalan bile, 40 yıllık savaş, terörizm ve silahlı siyasetten sonra, PKK’nın silahsızlanması ve taleplerini siyasi ve sivil yollarla takip etmesi gerektiğini kabul etmiştir. Gerçekten, İranlı Kürt silahlı grupların 40 yılı aşkın süredir sürdürdüğü silahlı siyaset, İran Kürt toplumu için ne gibi bir kazanım sağlayacaktır? Bu yolun devamı, yalnızca şiddet ve yoksulluğun kapalı bir döngüsünün tekrarlanmasıdır.

İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü olarak, tüm uluslararası kuruluşları, sorumlu hükümetleri, sivil toplum kuruluşlarını ve bağımsız medyayı, bu grupların silahlı ve insan haklarına aykırı eylemlerine son vermek için harekete geçmeye çağırıyoruz. Çocuk asker kurbanların, zarar görmüş kadınların ve yıllardır güvensizliğin gölgesinde yaşam, eğitim, iş, güvenlik ve kalkınma haklarını kaybeden halkın sesi olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu