Rapor

Serpoldan Pejaka: Daha İyi Bir Hayat Arayışında Tuzaga Düşen Genç Khaled Pourmohammadi

O da diğer birçok genç gibi daha iyi bir hayat arıyordu

Khaled Pourmohammadi: Hayat mı? Orada hayat diye bir şey yoktu. O ortamda deneyimleyebildiğim tek şey, bitmek bilmeyen yorucu işlerdi.

Göçmenlik ve sığınma, farklı toplumlarda her zaman çeşitli zorluklar ve sonuçlarla birlikte gelen karmaşık ve çok yönlü bir meseledir. Bu bağlamda, özellikle az gelişmiş bölgelerdeki gençler, elverişsiz ekonomik, sosyal ve siyasi koşullar nedeniyle daha iyi fırsatlar ve daha parlak bir gelecek arayışına girerler.

Bu arayış, bazen onları yasadışı grupların ve paramiliter örgütlerin tuzağına düşürür; bu gruplar, aldatıcı vaatlerle gençleri tehlikeli ve yasadışı yollara yönlendirir. Serpoldaki Zehab’lı genç Khaled Pourmohammadi, mevcut sosyal ve ekonomik koşullardan etkilenerek hayatını iyileştirme çabasında olan böyle bir göçmendir. Onuncu sınıf eğitimiyle ve şu anda bir yol kenarı restoranında çalışan Khaled, Avrupa’ya göç etme hayaliyle Pejak grubunun tuzağına düştü.

Kendisini siyasi bir örgüt olarak tanıtan bu silahlı grup, aslında gençlerin zor ekonomik ve sosyal koşullarını istismar ederek onları askeri ve paramiliter faaliyetlere çeker.

Bu röportajda, Khaled’in durumu ve bu gruba nasıl katıldığı inceleniyor. Ayrıca, aldatma, gençlerin istismarı ve bu süreçteki insan hakları ihlalleri gibi konular analiz edilecek. Bu çalışma, sosyal ve ekonomik koşulların bireyleri nasıl tehlikeli seçimlere itebileceğini gösteriyor ve insan haklarına dikkat edilmesi ile bu tür zorluklarla karşılaşan gençlere destek sağlanmasının gerekliliğini vurguluyor.

Khaled Pourmohammadi, 23 Nisan 1995’te Serpoldaki Zehab’da doğdu, onuncu sınıf eğitimi aldı ve şu anda bir yol kenarı restoranında çalışıyor. Avrupa’ya göç ve sığınma amacıyla, Pejak’ın kişileri Avrupa’ya gönderme vaadiyle sosyal medya sayfaları üzerinden aldatıldı. 2017’de, grup üyelerinin rehberliğinde yasadışı olarak sınırdan geçti. Altı yıl boyunca Pejak silahlı grubuyla ilişki ve iş birliği yaptıktan sonra, Ocak 2023’te İran’a dönerek polise teslim oldu.

Khaled Pourmohammadi’nin ifadelerine göre, silahlı grupla geçirdiği altı yıl boyunca sürekli olarak dağlarda tünel kazma ve işçilikle meşgul oldu. Sonunda mevcut koşullardan yorulmuş bir şekilde bir kez kaçmaya çalıştı ve bir yıl boyunca Süleymaniye’de işçilik yaptı. Ancak grup tarafından kaçırıldı ve Pejak üslerine geri götürüldü, burada yaklaşık altı ay boyunca grup hapishanesinde tutuldu.

Hapsedildiği bölgeye Türkiye’nin hava saldırısı düzenlendiği sırada, Khaled, dokuz yıllık Pejak üyeliği olan ve daha önce kaçmaya çalışmış, yakalandıktan sonra Pejak üyeleri tarafından bacağı kırılmış ve platin takılmış olan Türkiyeli bir kız olan Havidar adlı gardiyanıyla birlikte üsten kaçtı ve Panjwin’deki Asayiş güçlerine teslim oldu.

Khaled Pourmohammadi ile İran Kürdistan İnsan Hakları İzleme Örgütü Muhabiri ile Röportaj Metni

Soru: Ülkeyi terk etmeye nasıl karar verdiniz?

Khaled Pourmohammadi: Serpoldaki Zehab’lıyım. Onuncu sınıftan öteye okuyamadığımda çalışmak zorunda kaldım. Sabit bir işim yoktu ve maddi durumumuz iyi değildi. O yıllarda çevremdeki birçok kişi sığınmacılıktan ve Irak üzerinden Avrupa’ya gitmekten bahsediyordu. Diğer birçok genç gibi daha iyi bir hayat arayan ben de bu fikre kapıldım. Telegram ve Instagram üzerinden, Irak Kürdistanı üzerinden Avrupa’ya gitmeme yardım edebileceğini iddia eden bir sayfayla tanıştım. Pejak’ın bu vaatlerin arkasında olduğunu bilmiyordum ve yasal bir sürece girdiğimi sanıyordum.

Soru: Yani Pejak adında silahlı ve terörist bir grupla bağlantınız olduğundan haberiniz yok muydu?

Khaled Pourmohammadi: Hiçbir bilgim yoktu! Sadece göçten bahsediliyordu. Güvenilir bir kanalımız olduğunu ve çıkış işlemlerim için bir süre Irak’a gelmem gerektiğini söylediler. Ailemin haberi olmadan, 24 Mayıs 2017’de sınırı geçtim. Sınırda gruptan biri beni teslim aldı ve o andan itibaren işlerin düşündüğüm gibi olmadığını fark ettim. Beni Kandil dağlarına götürdüler ve gruba katılmam gerektiğini, geri dönüş yolunun olmadığını söylediler.

Soru: Tepkiniz ne oldu? Geri dönmeyi denemediniz mi?

Khaled Pourmohammadi: İlk başta şok oldum. “Ben sığınma için geldim, dağlarda silahlı bir gruba katılmak için değil!” dedim. Ama artık çok geçti dediler. Eşyalarımı aldılar, telefonumu elimden aldılar ve iletişim kurma imkânı olmayan uzak bir bölgeye götürdüler. Önce eğitim almam, sonra çalışmam gerektiğini söylediler. Ne iletişim kuracak ne de geri dönecek bir yol vardı; tuzakta olduğumu hissettim.

Soru: Grupta geçirdiğiniz altı yıl boyunca hayatınız nasıl geçti?

Khaled Pourmohammadi: Hayat mı? Orada hayat diye bir şey yoktu. O ortamda deneyimleyebildiğim tek şey, bitmek bilmeyen yorucu işlerdi. İlk günden beni teknik ve kazı birimine gönderdiler. Gündüz gece demeden dağlarda tünel kazıyorduk, bir an bile dinlenmeden. Bu iş sadece fiziksel değil, zihinsel olarak da çok yorucuydu.

Hiç maaş almadık ve hiçbir güvenliğimiz yoktu. Acımasız ve soğuk bir dünyada sıkışıp kalmış gibiydik. Yemek yetersizdi, genellikle sadece birkaç basit ve yetersiz öğünle yetiniyorduk. Kışın, aşırı soğuk bizi çok rahatsız ediyordu. Birçok çocuğun soğuktan hastalandığını veya ateşlendiğini gördüm, ama hiçbir bakım veya tedavi yoktu.

Uygun kıyafetlerimiz de yoktu; çoğumuz eski, yırtık kıyafetlerle çalışmaya devam ediyorduk. Koşullar o kadar zordu ki, soğuk ve sert zeminde uyumak bir meydan okuma haline gelmişti. Normal veya rahat bir uyku yerimiz yoktu. Günlük hayatımız bir hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştü.

Bu koşullar sadece fiziksel sağlığımızı değil, moralimizi de zayıflattı. Her geçen gün geleceğe dair umut azalıyordu ve sadece hayatta kalmayı düşünüyorduk. Bu durum sadece beni değil, oradaki herkesi olumsuz etkiledi. İnsanî bir yaşamın izi olmayan karanlık ve acımasız bir dünyada yaşıyorduk.

Soru: Üyeler arasında ayrımcılık var mıydı?

Khaled Pourmohammadi: Evet, çok fazla ayrımcılık vardı. İran’dan gelenler her zaman daha alt seviyede sayılıyordu. Türk Kürtleri, özellikle yıllardır orada olanlar, emir verme hakkına sahipti ve hatta kişisel işlerini bize yaptırıyorlardı. İtiraz edersek tehdit ediliyorduk ve bazen cezalandırılıyorduk; mesela yemeğimiz azaltılıyordu ya da tehlikeli bölgelere gönderiliyorduk.

Soru: Hiç kaçmayı denediniz mi?

Khaled Pourmohammadi: Evet, yaklaşık beş yıl sonra yorulmuştum. Vücudum tükenmiş, ruhum yok olmuştu. İlk fırsatta kaçmaya çalıştım ve bir üsten çıkarak Süleymaniye’ye ulaşmayı başardım. Orada yaklaşık bir yıl inşaatlarda ve bazen restoranlarda işçilik yaptım. O cehennemden kurtulduğumu sanıyordum.

Soru: Ama geri getirildiniz? Bu nasıl oldu?

Khaled Pourmohammadi: Ne yazık ki evet. Bir gün işteyken gruptan birkaç kişi beni buldu. Nereden öğrendiklerini bile bilmiyorum. Zorla ve tehditlerle beni arabaya bindirdiler ve üsse geri götürdüler. O andan itibaren sadece bir üye değil, suçlu olarak görüldüm.

Soru: Geri getirildikten sonra size nasıl davranıldı?

Khaled Pourmohammadi: Yaklaşık altı ay hapis yattım. Eski bir battaniyeyle karanlık bir odada. Bana ihanet ettiğimi ve cezalandırılmam gerektiğini söylediler. Durumuma kimse bakmadı. Özgürlük ve adalet iddiasında bulunan bir grubun kendi üyelerine bile merhamet etmediğini orada anladım.

Soru: O dönemde yanınızda biri var mıydı ya da benzer durumda olan birini gördünüz mü?

Khaled Pourmohammadi: Evet, hapishane gardiyanlarından biri “Havidar” adında, dokuz yıl üyelik geçmişi olan bir kızdı. O da daha önce kaçmaya çalışmış ama yakalanmıştı. Kaçışından sonra sağ bacağının kırıldığını ve platin takıldığını anlattı. Çok acı çekiyordu ve umudu kalmamıştı. Bana bir fırsat bulursa tekrar kaçacağını söyledi. Yavaş yavaş birlikte kaçış planı yaptık.

Soru: O durumdan nasıl kaçtınız?

Khaled Pourmohammadi: Bir gün, Türkiye’nin yakındaki bir üsse hava saldırısı düzenlediği sırada her şey karıştı. Bu kargaşadan yararlanarak birkaç kişiyle birlikte bölgeden kaçtık. Günlerce dağlarda ve ormanlarda saklandık, birçok zorluk çektik ve sonunda Panjwin’deki Asayiş güçlerine teslim olmayı başardık. Bizi aldılar ve durumumuzu incelemek için tuttular.

Soru: Sonra ne oldu? İran’a nasıl döndünüz?

Khaled Pourmohammadi: Durum biraz sakinleştikten ve bazı koordinasyonlarla, Ocak 2023’te kendimi İran’a teslim edebildim. Bana nasıl davranacaklarını bilmiyordum, ama korkularıma rağmen süreç yasal ve saygılıydı. Adli süreçten geçtim, mahkeme bir karar verdi ama sonunda beraat ettim ve normal hayata dönebildim.

Soru: Şimdi geriye baktığınızda ne hissediyorsunuz?

Khaled Pourmohammadi: Derin bir acı hissediyorum. Çok acı. Altı yılımı mümkün olan en kötü koşullarda kaybettim, ailemden, hayatımdan ve geleceğimden uzak düştüm. Ama bugün yeniden yaşamaya çalışıyorum. Bir yol kenarı kebapçısında çalışıyorum. İş zor, ama onurlu. Gençlere tek ricam, sosyal medyada ve grupların vaatlerine kanmamaları. Sığınma, Avrupa ve daha iyi bir hayat savaşla, aldatmacayla ya da silahla gelmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu