Değerli yurttaşlar,
Saygıdeğer ve duyarlı aydınlar,
Bir grup uzman, sanatçı ve kültürel aktivist tarafından “ülkenin batı ve kuzeybatı bölgelerindeki Nevruz törenleri” hakkında yayımlanan bildiri, kuşkusuz ulusal bir kaygıdan ve İran’ın tarihsel kimliğini koruma iradesinden kaynaklanmaktadır. Bu kaygı, özünde takdire şayandır. Bildiri imzacılarından, “Nevruz’un ulusal bayram olmadığı ve hükümetleri tarafından şimdiye kadar resmi olarak tanınmadığı bazı komşu ülkeler”e işaret ederek, özellikle bir ülkenin Nevruz ve Kürtler konusundaki ikiyüzlü politikalarını ve İran’daki bazı etnik anlaşmazlıkları ve gerilimleri körükleme çabalarını açıkça ortaya koyması da takdiri hak etmektedir.
Ayrıca, düşmanların “ülkedeki etnik fay hatlarını harekete geçirerek sevgili İran’ın bütünlüğünü bozma” girişimlerine karşı uyarı, “federasyon gibi zamansız, bölücü ve birliği zedeleyici tartışmaların bazı dini metinlere dayandırılması”na yönelik eleştiri, “Anayasa’nın 15. maddesinin yürütme organı sözcüsü tarafından tahrif edilmesi”ne açık itiraz, valilerin “illerin cumhurbaşkanı” olarak adlandırılmasına tepki ve “ülkenin en üst düzey yürütme yetkilisinin, ulusal kimliğin temellerine düşman aşırı etnikçi ve çatışmacı bazı kişilerle görüşmesi”ne cesurca eleştiri, bildiriyi kaleme alanların özgürlükçü, doğru ve akıllı bir bakış açısına sahip olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, bildirinin detaylı bir incelemesi, bazı verilerin yanlış yorumlara, tek taraflı analizlere ve özellikle Kürdistan ve Batı Azerbaycan eyaletlerinin kültürel ve sosyal dokusuna dair bilgi eksikliğine dayandığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, meselenin gerçek boyutlarını aydınlatmak adına, saygı çerçevesinde ve gerekli belgelerle bazı noktaları hatırlatmak istiyoruz:
- Nevruz: Kürt Kültüründe Köklü, En İranlı Bayram
Nevruz, yalnızca bir ulusal İran bayramı değil, aynı zamanda özellikle Kürtler olmak üzere İran halklarının tarihsel, dil ve kültürel kimliğinin temel taşlarından biridir. Kürt bölgelerinde bu tören, yüzyıllardır özel bir ihtişamla ve otantik bir çerçevede düzenlenmektedir; ancak bir “etnik alt tören” olarak değil, edebiyat, müzik ve Kürt halkının Nevruz geleneklerinde hâlâ canlı olan kökleriyle, özgün bir İran-Kürt medeniyetinin parçası olarak. Ne yazık ki, bu törenin “etnik ve kabilevi bir tören” olarak yorumlanması, Kürdistan’ın saygıdeğer halkının kültürüne dair acı bir bilgi eksikliğini yansıtmaktadır ve yeniden gözden geçirilmeyi hak etmektedir. Bildiri yazarları, “bazı batı ve kuzeybatı eyaletlerinde ilgili devlet kurumları tarafından ‘Nevruz’a hazırlık’ ve ardından ‘Nevruz kutlaması’ adı altında, önceden titiz ve uzman bir planlama yapılmadan törenler düzenlendiği” iddiasında bulunmuştur. Bu iddia hakkında üç önemli husus bulunmaktadır:
- Birincisi: Nevruz için her toplu törenin devlet tarafından titizlikle planlanması mı gerekiyor? Hâfız Türbesi’nde veya kutsal mekanlarda halkın toplanması, mutlaka önceden belirlenmiş bir devlet programı ile mi mümkün olmaktadır?
- İkincisi: Nevruz törenlerinin “nadir” olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Benzer törenler, Kürt bölgelerinde her zaman düzenlenmiştir.
- Üçüncüsü: Bildiri yazarları doğru bir şekilde, “Nevruz, İranlıların kadim, ulusal ve gurur verici bir bayramıdır ve hiçbir etnik gruba ya da kabileye ait değildir; her yerel dil ve dinden tüm İranlılar, bu bayramın manevi coğrafyasının bir parçasıdır” demiştir. Peki, İranlı Kürt yurttaşların bir grup tarafından Nevruz töreni düzenlemesi, Nevruz’un “etnik ayrıştırması” anlamına mı gelir? Diğer etnik grupların bu törenlere katılımına engel olan mı oldu?
- Kürtlerin Dini Birlikteliği ve Karşılıklı Saygısı
Bildiride göz ardı edilen önemli bir nokta, Kürdistan halkının barışçıl bir arada yaşama ve dini saygı modeline olan bağlılığıdır. Sünni Kürtler, Şiilerin dini törenlerine tam bir saygı göstermektedir; öyle ki, Nevruz’un Şiilerin yas dönemiyle çakışması, Kürt halkının kutlamaları ertelemesine yol açmıştır; bu, bir zorlama değil, saygıdan kaynaklanmıştır. Diğer inançlara ve dini törenlere gösterilen bu karşılıklı anlayış ve saygı, görülmeyi ve takdir edilmeyi hak etmez mi? Kürtlerin, bir Şii yas törenine saygı göstermek için programlarını ertelemesi, “büyük ulusal İran bayramı”nı, “milliyet” kavramını ve “yurttaşlarının dini inançlarına saygıyı” doğru bir şekilde kavradıklarını göstermez mi?
- Kürt Kıyafetleri: İran Mirası, Ayrılıkçı Sembol Değil
Nevruz törenlerinde görülen geleneksel Kürt kıyafetleri, etnikçi ya da ayrılıkçı bir sembol değil, İran’ın kültürel çeşitliliğinin bir yansımasıdır. Batı’dan esinlenen kıyafetlerin aksine, bu kıyafetler kimlikli ve kültürel olarak köklüdür. Bu kıyafetler, İran tarihinde her zaman var olmuş ve bugün de Loristan, Kuzey Horasan ve hatta Sistan ve Beluçistan gibi İran’ın diğer bölgelerinde benzerleri görülmektedir. Dolayısıyla, Kürtlerin Nevruz törenlerinde geleneksel kıyafetleriyle yer alması, ayrılıkçılık ya da etnikçilik belirtisi değildir.
- Ayrılıkçı Grupların Kötüye Kullanımı: Açık Gerçek, Yakın Son
İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü, son yıllarda yayımladığı yüzlerce saha raporu ve belgeselle, PJAK, PAK, Komele ve Demokrat gibi ayrılıkçı grupların kültürel törenleri gasp etme girişimlerini ifşa eden ilk kurumdur. Ancak gerçek şu ki, son yıllarda halkın uyanışı, hukuki ve diplomatik baskılar, Irak hükümetinin kararlı adımları ve Irak Kürdistanı’nda silahlı gruplara yönelik hukuki takipler, bu grupların ulusal ve dini törenleri kötüye kullanma alanını büyük ölçüde kısıtlamıştır. Aslında, Kürdistan’da kimlik vurgusuyla düzenlenen bir kutlama, ayrılıkçılara hizmet etmek şöyle dursun, onlara tamamen zıttır. Kürtlerin ulusal Nevruz kutlamalarında geleneksel kıyafetleriyle yer alması, İran’ın tarihine ve ulusal törenlerine saygının bir göstergesidir; Kürt haklarını savunma bahanesiyle Kürtlere en büyük suçları işleyen silahlı grupları desteklemek anlamına gelmez.
- Yapay Zeka ile Sahte Görüntüler, Gerçekliğin Yerini Alamaz
Bazı medya organlarında, terörist grupların bayrak veya sembollerini içeren görüntüler yayımlanmıştır. Öncelikle, on binlerce kişinin katıldığı bir toplanmada çok küçük bir grup terörist ve ayrılıkçı bir grubun bayrağını kaldırdıysa, tüm toplanmayı, programı ve katılımcıları suçlamak doğru değildir. İkinci olarak, açıkça ifade edilmelidir: Bu görüntüler, İran Kürdistanı’nın gerçekliğinde hiçbir yere sahip değildir ve büyük ölçüde pan-Türkizm akımı veya PJAK ve bölgesel müttefikleri tarafından yapay zeka araçlarıyla üretilen sahtecilik ve tahrifatın ürünüdür. Gerçek dünyada var olan, bir arada yaşama, İran milliyetçiliği ve şiddetin reddidir.
- Ulusalcı Aydınların Kürtlerin Acılarına Tarihsel Sessizliği
Şunu sormak yerinde olacaktır: 10 yaşındaki Ayren Muhammadi adlı bir kız çocuğu PJAK tarafından silah zoruyla silahlı kampa götürüldüğünde, İran’ın ulusalcı aydınlarının tepkisi ne oldu? Yüzlerce Kürt çocuğu Irak Kürdistanı’ndaki PAK kamplarında esir alındığında, kaçınız buna karşı çıktı? Kurban aileleri, bölgedeki paralı ve vekil lider Hüseyin Yezdanpenah’tan şikayetçi olmak için Erbil mahkemesine başvurduğunda, medya organlarınız bunu haber yaptı mı? İran’ın ulusalcı aydınları, son yıllarda sınır bölgelerinin kalkınmaması, İran’ın fiilen merkez/çevre olarak bölünmesi, Irak Kürdistanı’nda konuşlu silahlı gruplar tarafından İranlı Kürtlerin vatandaşlık haklarının ihlali, “etnik meselelerin gündeme getirilmesi, bölücü ve ayrılıkçı sloganlar ve stadyumlarda yabancı ülke bayraklarının dalgalandırılması” konularına kaç kez itiraz etti?
- Soyut Teoriler Yerine Gerçekçilik
İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü olarak, Kürt ve Türkçü terörist grupların faaliyetleri, hareketleri ve gasplarına dair kesin ve saha temelli belgeleri, ülkeye gönül verenlerle paylaşmaya tam anlamıyla hazırız. Tüm düşünce aktivistlerini, sahadaki gerçekleri gözlemleyerek, İran’ın en İranlı etnik grubu olan Kürdistan halkını doğru bir şekilde anlamaya davet ediyoruz. İran, tüm İranlılarındır ve bu hedefin gerçekleşmesi için pan-Kürtçülükten de pan-Türkçülükten de eşit mesafede durulmalıdır. “Etnisite”, “etnik grup”, “azınlık” gibi kelimeler ve “doğal haklar” ile “vatandaşlık hakları” gibi ifadeler, ulusal birliğe ve İranlıların ulusal kimliğine zarar vermeyecek şekilde dikkatle tanımlanmalıdır.
Son Söz
Kürtler, İran ulusal kimliğinin en otantik unsurlarından biridir. Kürdistan’daki Nevruz töreni ne etnik bir tekele sahiptir ne de ayrılıkçı bir nitelik taşır; aksine, en İranlı halkların ulusal kültürün kalbindeki varlığının bir yansımasıdır. Yanlış, bilgisiz veya aceleci analizler yalnızca ayrılık yaratır, oysa şimdi birlik zamanıdır.
Saygılarımla ve ulusal bir diyalog için hazır olduğumuzu bildirerek,
Dr. Ali Ferhmand
İran Kürdistanı İnsan Hakları İzleme Örgütü Genel Müdürü
27 Mart 2025